Bir yıl daha geride kalıyor. Yılın son günlerini tüketirken bitirmekte olduğumuz yılı kendi kişisel gelişimimiz açısından değerlendirmek iyi bir fikir olabilir. Geçmişte yaşadıklarımızda takılı mı kalmışız, yoksa aklımız hep ilerde gelecekte yapacaklarımızda mı? Neredeyiz? Şu andaki donanımımız, farkındalığımızla “Kimiz, neyiz, neler yapabiliriz?”i sorgulayabiliyor muyuz tarafsızca? Hata ya da yanlış diye nitelediğimiz davranışlarımızı dönüştürebildik mi? Yoksa  “Ben değiştim, kendimi geliştirdim” derken eski tas eski hamam hala aynı savunma mekanizmalarında kendi kendimizi kandırmaya devam mı ediyoruz?

Hayatta en önemli şeylerden biri iç huzuru. Bunu sağlamak için aldığımız kararların kendi doğamıza ne kadar uygun olduğunu sorgulamak gerekiyor. Elbette ki ondan sonra adım adım (Satürn) bize, kendi doğamıza uygun hayatı inşa etmek kalıyor. Bu yıl hepimiz bir yığın transit etki aldık, kimimizin ise kişisel gezegenlerini tetikleyen önemli tutulmalar oldu. Bunlar bize ne gibi açılımlar kazandırdı, nelerin zamanının geldiğini anladık, buna dikkat etmeli ve bu bilinçle ilerlemeliyiz hayatın içine doğru. Hala aynı noktada tıkanıp kalmış olduğumuzu fark etmek bile büyük bir gelişme olarak değerlendirilebilir bana göre. Çünkü o zaman artık geçmiş düşünce ve davranış kalıplarının artık bize hizmet etmediğini, işimize yaramadığını anlıyoruz demektir. Düşünce sistemimizi değiştirmek beraberinde pek çok şeyi de getirir. Hayata yaklaşım tarzımız, ilişkilerimiz, her şeyden önce kendimizle iletişimimiz değişiyor demektir. Bazılarımız hala yalnız olduklarına üzülüyor olabilir. Ama biriyle birlikte yürümenin, eşlik edebilmenin yolu önce kendi kendimize iyi eşlik etmeyi öğrenmekten, kendimizi sevmekten geçiyor. Küçük başarılarımızı onurlandırmak veya sıkıntısını çektiğimiz bir konuda aşama kaydettiğimizde kendi kendimizi kutlamak, inanın çok önem taşıyor.

BİR BAYRAM BÖYLE GEÇTİ
Eşim de ben de aile kavramına önem veren ve bayramlarda aile büyükleri ile birlikte olmaktan keyif alan insanlarız. Ancak, bu kez geleneği bozup yurt dışına birkaç günlük bir kaçamak yaptık. Bir Boğa insanı olarak sürprizlere temkinle yaklaşmama karşın, eşimin bu beklenmedik jestine sıcak baktım. Bunda bir eksikle de olsa, aile fertlerinin hep birlikte seyahat ediyor olmasının da payı vardı elbette. Oğlumuz arkadaşlarını bahane edip bizi yaya bıraksa da kızımız bizimle geldi. Prag köprüleri, sarayları ve katedralleri ile gerçekten de bir masal kenti. Zaten Unesco tarafından dünya kültür mirası olarak koruma altına alınmış. Her yerde IV. Charles ya da Karl olarak geçen krallarının izi var. Karl kenti yeniden imar etmiş, üniversite ve köprüler yaptırmış önemli bir tarihi kişilik Çek Cumhuriyeti’nde. Eksi beş derecede donarak gezmeye çalışsak da doğrusu gidip görmeye değdi. Eski Şehir diye adlandırılan bölümdeki büyük meydandaki astrolojik saat kulesinden söz etmek istiyorum size. On altıncı yüzyılda Macar ustası Hanus tarafından yapılmış ve bir örneği daha yok. Rivayete göre aynısından bir tane daha yapamasın diye devrin kralı ustanın gözlerini kör etmiş. Saatin kadranı dünyayı temsil ediyor ve üzerinde burçlar kuşağı var. Akrep ve Yelkovan’ın üzerinde Güneş ve Ay’ın simgeleri yer alıyor. Dolayısıyla sadece saati değil, hem Güneş’in hem de Ay’ın konumunu gösteren bir özelliğe sahip. Her saat başı çalarken tepedeki pencere açılarak havari heykelcikleri içinden çıkıyor. Binanın üzerinde ise zevki, sefayı ve hayatın geçiciliğini sembolize eden ilginç heykeller bulunuyor.

BU HAFTA GÖKYÜZÜ

24 Aralık’ta 00.19’ta Ay, Yengeç burcuna giriyor. Duygusallığımız, kırılganlığımız Dolunay ile birlikte artacak. Öznel kararlardan kaçınmakta yarar var. Dolunay ile çelişkilerimiz su yüzüne çıkıyor. Bir yandan sürdürmek istediğimiz eski alışkanlıklarımız, öte yandan değiştirmek durumunda olduğumuz şeyler bizi zorlayacak. Böylece daha doyumlu ve mutlu bir yaşam için neleri değiştirmemiz gerektiği konusuna odaklanabilmemiz mümkün olabilecek. Duygusal bakımdan büyüyüp olgunlaşmamız söz konusu. 14 Temmuz Yeniayı ile başlamış olduğumuz girişimlerin sonuçlarıyla karşılaşmak gündeme gelebilir.

25 ve 26 Aralık biraz gergin günler olarak gözüküyor. Yengeç burcunda geri gitmekte olan Mars, sırasıyla önce Oğlak’taki Güneş’e, ardından Jüpiter’e gerilimli açı verecek.  Amaç ve hedeflerimize doğru ilerlerken geçmiş hesaplaşmalar yolumuzu kesebilir veya otorite konumundaki kişilerle zorluklar yaşayabiliriz.

Bu haftanın en önemli dinamiklerinden biri Venüs’ün 30 Aralık’ta Yay burcuna girmesi. 25 Ocak’a kadar sürecek olan bu süreçte sevgi, değer duygumuz ve ilişkilerimizde Yay’a özgü iyimserlik, heves ve coşku hakim olacak. Risk alma eğilimimiz artıyor. Kaldırabileceğimizden fazla yük altına girmemeye dikkat etmeliyiz.

Bir başka önemli dinamik ise Yengeç burcunda geri gitmekte olan Mars’ın 31 Aralık’ta tekrar İkizler burcuna girmesi. Arkadaşlarımız, dostlarımız ve ailemizle birlikte yılın son gününü geçirebilmek için ideal bir zaman.

BİTİRİRKEN…
Yeni yıla bir adım daha yaklaşırken, ben kendi adıma hayatıma bugüne değin katılmış, bende iz bırakmış herkese ve her şeye şükranlarımı sunmak istiyorum. Kendimizde ve yaşamımızda var olan tüm güzellikleri fark ederek, sevgiyle,  sevdiklerimizle, barış ve huzur içerisinde, sağlıklı ve mutlu nice yıllara diyorum…

Esen kalın.