(1-7 Mart Haftası)

Bazen etrafımızda hayatındaki hiçbir şeyden mutlu olmayan, her şeyi yetersiz gören ve sürekli söylenen insanlar görürüz. Ya kimsenin onları sevmediğinden, ihmal edildiklerinden ya da işlerinin iyi gitmediğinden yakınırlar. Herşey yolunda gitse bile onların şikayet edecek bir şeyleri illaki vardır. Çünkü ana sorun kendileriyle olan ilişkilerindeki bozukluktur.

Nasıl hissediyorsak ve hangi bilinç düzeyindeysek onların yansımalarını görürüz diğer insanlarda. Kendimizi yalnız, eksik, mutsuz ve sevgisiz hissediyorsak önümüze dünyayı yığsalar, sevgi seline boğsalar yine de tatmin olmayız. Kendimizi tam ve bütün, zengin ve esen hissedebilmek dışarıdan beklenen bir reçete değil, ancak merkezimizden, içimizden gelmesi gereken bir durumdur oysa. Kalbini kendisine kapamış, kendisini sevilebilir bulmayan, bir anlamda kendi kendisini terk etmiş bir kişiyi diğerlerinin terk etmemesi mümkün mü?

Bilinçdışına bir şekilde kazınmış olumsuz yaşam listelerini yok etmek sanıldığı kadar zor değil. Yeter ki düşük titreşimiyle salt bizi değil, çevremizdekileri de ne kadar aşağı çekip gelişimimizi bloke ettiğini fark ederek, gerçekten değişmeyi, dönüşmeyi isteyelim. Çünkü mutluluğa ve doyuma giden yolun üstünde bu tür  dikenler ve ayağımıza takılacak engellere yer yok.  Her şeyin plastik, sanal ve çabuk tüketilmeye endeksli olduğu bir çağda yeni bir anlayışa ve bilince sadeleşerek, doğaya ve kendi doğamıza doğru yürüyerek geçebileceğiz. Bir başkası bizi onaylasın, beğensin, sevilebilir bulsun diye gerçek kimliğimizden, merkezimizden uzaklaşmak çoğumuzun düştüğü bir tuzak. Balık burcu süreçlerinin yaşandığı, bir’lik bütünlük bilincinin gündemde olduğu bu dönemi fırsat bilip kendimize sevecenlik, kabulleniş ve anlayışla yaklaşalım. Bizden yayılan olumlu yansımalar diğerlerinden bize geri dönecektir. Doğa’da biraz daha vakit geçirmeye çalışalım. Bir başka gözle inceleyelim etrafı. Toprağın buğusunu, çiçeklerin başdöndürücü kokularını ve rüzgarın tatlı esintisiyle içimize dolan Tanrı’nın nefesini hissedelim, “var olmanın dayanılmaz hafifliğini” yaşayalım.

Bir kez bu yolda ilerlemeye başladıktan sonra eminim ki pek çoğumuz geride bırakmamız gereken korku bazlı algılarımızı, gerçeklik duygusundan uzak sanal bağlarımızı tekrar sorgulayacak ve “kendi” olarak çiçek açacaktır.

KAÇINMAMIZ GEREKEN OLUMSUZ CÜMLELER:
“Her şey beni bulur!”
“Yaşamak için çok çalışmak zorundayız! “
“Her şeye birden sahip olamayız!”
“Hiç bir şey iyi gitmiyor!”
“Hastalık ve yaşlılık kaçınılmaz. Sonumuz kötü!
“İyi ilişki yoktur!”
“Herkes aynı! Hep aynı hikaye!”
“Bununla baş edemem!”
“Değişemem, çok zor!”
“Değişemez!”
“İşe yaramayan, başarısız biriyim.”
“Kimse beni takdir etmiyor!”
“Benden başka herkesin her şeyi var!”
“Nefret ediyorum!”

HAFTANIN TEMASI
Hayatımızdaki temel ilişkileri geliştirme fırsatını yakalayabileceğimiz bir haftadayız. Duygusal konularda dengeyi sağlayabilmenin yolunun sağlıklı iletişimden geçtiğini fark edeceğiz. Kendimizi ifade etmek kadar, karşımızdakini de gerçekten dinlemenin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Yakın ilişkilerimizde birbirimizi anlamak, anlaşmak ve uzlaşmak için düşüncelerimize meydan okunmasına izin verecek tartışmalara girmekten korkmayalım. Bilmeliyiz ki, susmak da çatışmalara açık, hatta saldırganca bir şekilde düşüncelerimizi ifade etmek kadar ilişkilere zarar verir.

BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL?
1 Mart Pazartesi günü organize olup, en verimli şekilde işi gücü toparlamak arzusuyla haftaya başlıyoruz. Ay 19:37’de boşluğa düşene kadar Başak’taki yolculuğunu sürdürüyor. 

Geçen hafta ortasından bu yana Balık burcunda kavuşum içerisinde olan Güneş ile Jüpiter’in olumlu, motive edici,  iyimserlik ve evrenin işleyişine güvenmeyi getiren enerjisini hissediyoruz. Bugün 15:29 itibariyle Balık burcuna giriş yapan Merkür ile bilincimiz ile bilinçdışımız arasında adeta “farkındalık köprüleri” kuruluyor. 17 Mart’a kadar sezgisel düşünme, bağlantılar kurabilme kapasitemiz yükselişte.  İletişimde sembolizmin kendini gösterdiği, rüya ve hayallerimizin önem kazandığı farklı bir döneme girdik. Sanat ve edebiyat gibi yaratıcı konularla uğraşanlar için esinlerle dolu bir süreç olmasına karşın, günlük yaşamımızda bizi zorlayabilecek yönleri de var. Düşüncelerimiz hayal ve özlemlerimizden etkilenebileceği için tarafsız bir şekilde mantık yürütmekte zorlanabilir, bu bağlamda kendi kendimizi kandırabilir, yanıltıcı varsayımlara kapılabiliriz. Kolay etki altında kalabileceğimiz, aklımızın çabucak dağılabileceği bir süreçteyiz. Balık burcu sınırların çözülüp dağıldığı, bir’den bütüne giden yolculuğu anlatır. Mantık ve muhakeme, sınırların eriyip yok olduğu bir burçta ilerlemeye başladı şimdi. Bırakalım ideallerimiz ve özlemlerimiz bize rehberlik etsin. Gerçeklik duygusundan kopmadığımız ve  iletişimde sınırları yitirmemeye özen göstermemiz durumunda pek çok şey başarmamız mümkün.

2 Mart Salı günü 02:32’de Ay Terazi burcuna giriyor. Perşembe gününe kadar ilişkiler ve sevgi alışverişleri gündemimizde ön sıralarda olacak. Düşünce ve niyetlerimizi ifade etmekten, karşılıklı paylaşımlardan kaçınmayalım. Hepsi bize bizi öğretecek, diğerlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.

3 Mart Çarşamba duygusal konularda uçlarda salınabileceğimiz bir gün. İlişkilerde beklenmedik gelişmeler, aniden kıvılcımlanabilecek, karmaşa ve heyecan yaratacak olaylar yaşamaya açığız. Sanat ve yaratıcı diğer alanlarda ani ilhamlarla özgün çalışmalar yapılabiliriz. Venüs ile Uranüs Balık burcunda kavuşum halindeler. 22:45’te Ay boşluğa düşüyor.

4 Mart Perşembe 04:13’te Ay bu kez Akrep’in derin ve yoğun duygusal karanlıklarına dalmaya hazır. Merkür ise Plüto ile etkileşim içerisinde. Dolayısıyla Akrepsi temalar güne rengini veriyor. Kendimize doğru sorular soralım, dürüst cevaplar alalım. Önemli ve kritik konular üzerinde özenle ve sabırla duralım. İşimize yaramayan düşünce sistemimizi dönüştürmeye çalışalım. Misyonunu tamamlamış ve artık bize bir şey katmak şöyle dursun, bizden götüren kişilerin hayatımızdan çıkmalarına izin verelim.

5 Mart Cuma dünkü ruh durumumuz ve duygusal konulardaki  keskin yaklaşımımız halen devam ediyor. Bütünleşme, sevilme ihtiyacımız çok yüksek.

6 Mart Cumartesi 06:33 itibariyle Ay boşluğa düşüyor. 09:37’de ise Yay’a geçerek yüreğimizi hafta sonunun rahatlatıcı ve neşeli havasına bırakmamıza yardımcı oluyor. Daha iyimser ve olumlu bir havadayız. Konulara bütünsel bakabiliriz. Esinlerle bakış açımızı, zihnimizin sınırlarını genişletme imkanımız var. Büyük düşüneceğiz. İdeallerimiz üretken ve yaratıcı girişimlere rehberlik edebilir. Öğrenmekten, gezmek, dolaşmak, keşiflerde bulunmaktan zevk alacağımız bir gündeyiz. Dalgınlık, odaklanma zorluğu, dikkatsiz açıklamalar veya iyi düşünülmemiş sözler ise gölge yönlerden.. Merkür ile Jüpiter Balık burcunda kavuşum içerisindeler.

7 Mart Pazar Venüs 14:34 ‘te 31 Mart’a kadar yolculuğunu sürdüreceği Koç burcuna giriyor. Gelecek hafta 10 Mart itibariyle Aslan’da geri gidişini sürdüren Mars da direkt harekete geçecek. Dolayısıyla tüm ateş gruplarının (Koç, Aslan, Yay) Aralık ayından bu yana süren yorgunluk, motivasyon eksikliği, isteksizlik gibi sorunları kalkarak yerini enerjik, canlı, yeni girişimlere hazır, üstelik cazip bir yapıya bırakacak. Ancak Venüs’ün Koç’ta sürgünde olduğu bir burçta olduğunu unutmasak iyi olur. Sevgiyi ifade ediş biçimimiz hızlı, direkt, talepkar ve ben-merkezci olabilir.  Dürtüsel  kararlarla bir ilişkiye başlama, ama kalıcılığını sağlayamama gibi sıkıntılar yaşanabilir.

21:16’da artık Koç’a geçmiş olan Venüs, Aslan’da geri gidişini sürdüren Mars ile etkileşim içinde olacak. Yaratıcı ve sıcak enerjiler geceye hakim.

BİTİRİRKEN…
Bu ay sonuna doğru burçlar kuşağının sonuncu ve en bilge burcu olan Balık bu yılki süreçlerini bitirecek ve ilkbaharın müjdecisi ekinoksla birlikte 20 Mart’ta Koç burcuna “Hoşgeldin!” diyeceğiz. O nedenle Balık’lar ile ilgili son birkaç küçük bilgi de eklemek istiyorum yazıma. Renkler, kokular ve taşların da üzerimizdeki etkisi büyük. Balık’lar burçlarının yapısal özelliklerine uygun olan saydam, sedefli, yumuşak renkleri seçmeliler. Açık mavi, buz mavisi, açık lavanta ve pembe tonlarıyla birlikte parlak beyazları da kullanabilirler. Amber, lavanta, opium ve ylang-ylang ise Balık burcuna özel tipik kokulardan. Yarı değerli taşlarını da akuamarin, ametist, sarı kalsit, pembe kalsedon, mercan, beyaz yeşim taşı, serafinit olarak sıralayabiliriz. Her burcun yönetici gezegeni bir rakamla temsil edilir. Bu bağlamda Neptün “yedi” rakamıyla meditasyon, kanal olma, müzik, sanat, yoga ve iyileştirici güçleri harekete geçirici bir özellik taşıyor.

Hepinize iç sesinize duyarlı, sakin, dingin, kendiniz hakkında olumlu şeyler hissedeceğiniz güzel bir hafta ve iyilikler diliyorum. Esen kalın.