“Dur!” diyebilmek gerek…
Nerdeyse bir aydır süren evdeki tamirat, tadilat ve sonrasında mecburen yapılagelen dip bucak temizlik ve ayıklanma operasyonu nihayet bitti. Evdeki şantiye kapandı! Biz de fırsattan istifade neyimiz var neyimiz yok gözden geçirdik. Fazla eşyalardan kurtulduk; ev hafifledi. Şimdi bu kadar yorgunluğun üzerine artık biraz dinlenmek ve kendimi Ege’nin serin sularına bırakmak istiyorum.
İnsanın kendisini, yaratıcılığını ortaya çıkarabilmesi için arada bir güncellemesi gerekiyor. Kendimizi de tıpkı bir proje gibi görüp yatırım yapmamız gerek. Doğrusu ben kendimi doğaya ve sükunete bırakmak istiyorum bunun için. Bağ bozumu zamanı geldi. Tüm aile geleneksel olarak ritüelimizi yapacak, bu arada ben yine bir fırsatını bulup sıvışarak sırtımı bir ağaca yaslayıp Ovacık’ın sessiz şarkısını dinleyeceğim. Hayali bile motive edici…
GÜVEN VEREN İNSANLAR Sizlere bir süredir bir kitaptan söz etmek istiyorum. Adı “Safe People”. Türkçe’ye “Güven Veren İnsanlar” şeklinde çevirmemiz mümkün. Yazarlarını tanıyorsunuz aslında. John Townsend ve Henry Cloud’un “Sınırlar” ve “ Anne Faktörü” adlı kitapları dilimize çevrilmişti. Sanırım Safe People henüz Türkçe’mize kazandırılmadı. İlişkilerde sınırlarımızı koruyabilmek hepimiz için çok önemli. Yazarlar bu iş için trafik lambalarını örnek gösteriyorlar. Hangi davranışlar sarı ışık görmeli, hangilerine kırmızıyı yakıp “Dur!” denmeli, okurken birlikte öğreniyoruz. Öncelikle “güven veren” (safe) ve “güven vermeyen” bir başka deyişle “tekin olmayan” (unsafe) kişi tanımını yapmış yazarlar. Ardından bu kişilerin davranış özelliklerini sıralamışlar… Güvenli insanların en belirgin özelliği, kendi hatalarına ve zayıflıklarına sahip çıkmaları. Güven vermeyen kişilerin listesi bir haylı kabarık: Birlikteyken kendimizi kötü ve yalnız hissettiğimiz, kendi zayıflıklarını asla kabul etmeyen, sorumsuz, sürekli haklılık peşinde ve savunmada, hatalı olduklarında davranışlarını gözden geçirip düzeltmek yerine özür dilemekle yetinen insanlar bu kategoride yer alıyor.
İLİŞKİLER DE ZAMANLA DEĞİŞİR Zamanla ilişkiler kabuk değiştirip yenilenebiliyor. “Yenilenme” olumlu bir çağrışım yaptırsa da bir ilişkinin bitip başka bir şeye dönüşmesi, başkalaşması anlamına da gelebiliyor. Zamanında müdahale edip “Dur!” diyerek sınır koymadığımız, hatta hiçbir şey olmamış gibi davrandığımız her sorun, zaman içerisinde kartopu gibi büyüyüp yolumuzu tıkıyor. Tavır koymadan geçiştirdiğimiz sorunlar, bizi sürekli şikayet edip, söylenen insanlar haline getirebiliyor. Sonuçta halledilmemiş her sorun, aşmadan sağlıklı bir şekilde yola devam edemeyeceğimiz bir duruma geliyor. İlişkiler zor zanaat. Birlikte büyümek söz konusu olmazsa ilişkiler süremiyor ne yazık ki. İnsanlar zamanla farklı yönlerde, farklı konularda gelişme ve büyüme gösterebildikleri gibi, yıllanmış hatalarını inatla tekrarlayarak olduğu yerde sayanlar da oluyor. Görünen o ki, biri yol alıp diğeri geride kaldığında o beraberlik yürümüyor. Birlikte ve aynı yöne doğru gelişme gösterenler, ancak birarada ve doyurucu bir beraberlik içinde olabiliyor. Öte yandan, kendini gelişmelere kapayıp ikisi de yol almadan salt aynı kalmayı seçtikleri için birarada kalabilen insanlar da var.
Hayatın her alanında sınır belirten davranışlar sergilemek ve hesap sorma ile savunmalar olmadan bir ilişkiyi yürütebilmek gerçekten de çok önemli. Bazen öyle olaylar oluyor ki, konunun ayrıntılarına inip konuşmak durumunda kalmak bile bu konudaki sınırlara tecavüz niteliğini taşıyor. Hepimiz her zaman kendi kimliğimize sahip çıkacak şekilde davranamıyoruz maalesef. Kimi zaman gereksiz sınırlar koyulurken, kimi zaman da sınırlar aşılabiliyor. Esnek olması gerekenler katılaşıyor, sağlam durması gerekenler ise ihlal oluyor. Astrolojide sınırları tanımlayan gezegen “Satürn”dür. Satürn transit hareketiyle kişisel haritalarımızda önemli bir noktayı harekete geçirdiğinde, o güne kadar reaksiyon vermeyip kendimizi tuttuğumuz ne kadar konu varsa su yüzüne çıkar ve onlarla ilgilenmemizi talep eder. Tutulan yolun ne kadar bizim doğamıza ve gerçeğimize uygun, ne kadar içimize sinecek şekilde olduğunu anlamamızı sağlar. Hayatımızda birtakım aksaklıklar, sıkıntı ve sorunlar yaşanıyorsa, kendimize yönelmemizi ve anlamamızı sağladıkları için aslında onlara teşekkür etmemiz gerekir.
BU HAFTA İÇİMİZDEKİ GÖKYÜZÜ NASIL? 25 Ağustos Pazartesi günü duygularımızı aktarmak anlatmak ihtiyacı içerisinde olacağımız bir gün. Ay, İkizler burcunda ilerliyor. İletişim, bilgi alışverişi ve haberleşme konuları ön planda.
26 Ağustos Salı günü İkizler burcunda ilerleyen Ay, Yay burcunda geri gitmekte olan Plüto’ya gerilimli bir açı verecek. Duygusal konularda yoğunluk ve zorlayıcı durumlar söz konusu olabilir. Ay, sabaha karşı yaklaşık iki buçuk gün kadar kalacağı Yengeç burcuna girecek.
27 Ağustos Çarşamba günü iç dünyamızla temasımız yoğun. Duygular, duygusal ihtiyaçlar, ailevi konular gündeme gelebilir. Daha hassas, alıngan ve etkilere açığız.
28 Ağustos Perşembe günü duygularımız ve duygusal ihtiyaçlarımızı daha kolay ve anlaşılır bir şekilde ifade edebiliriz. Hareketli ve biraz sabırsız olma eğilimimiz var. Kardeşlerimiz ve yakın çevremizle ilgili konular bizi meşgul edebilir. Gecenin ilerleyen saatlerinde Başak burcundaki Merkür, Yay’da geri gitmekte olan Plüto’ya gerilimli bir açı verecek. Saplantılı bir şekilde yanlış bir düşüncenin peşine düşebilir, kendi fikirlerimizi dayatma eğiliminde olabiliriz. Sabah erken saatlerde Ay, Aslan burcuna girecek.
29 Ağustos Cuma günü Ay Aslan burcunda ilerlemesini sürdürecek. Duygularımızı ve duygusal reaksiyonlarımızı göstermek arzusunda olabiliriz. Takdir etmek, onay görmek, yaptıklarımızın fark edilmesini bekleyebiliriz. Eleştiriye tahammül etmekte zorlanacağımız bir gündeyiz. Saat 05:51 itibariyle Merkür Terazi burcuna girecek. 4 Kasım’a kadar Terazi burcundaki yolculuğunu sürdürecek. Bu süreçte karşımızdaki kişiyle eşit bir şekilde iletişim kurabilmemiz kolaylaşacak. Farklı görüşlere meselenin iki yüzünü de anlamaya yönelik, tarafsız ve adil bir şekilde yaklaşabileceğiz.
30 Ağustos’ta 7 derece ile Başak burcunda bir Yeniay oluşacak. Kişisel haritalarımızda hangi yaşam alanına düşüyorsa, orada bir ay boyunca yeni başlangıçlar ve hareketlilik bekleyebiliriz. Bu kez saat 17:42’de sevgi, uyum, işbirliği ve güzellik, estetiğin temsilicisi Venüs Terazi’ye giriyor. 24 Eylül’e kadar burada ilerlemesini sürdürecek. Terazi burçları için oldukça iyi, parladıkları bir dönem.
Hepinize mutlu ve huzurlu haftalar diliyorum. Esen kalın…
|